İstanbul trafiğini araç paylaşımı modeli çözecek
Garenta tarafından geliştirilen ve geçen yıl Eylül ayında hizmete giren araç paylaşımı uygulaması MOOV by Garenta rekorlara doymuyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçimlerinin gerçekleştiği 23 Haziran Pazar günü MOOV by Garenta’dan 2 bin 150 defa kiralama yapıldı.
Türk halkı kullandığın kadar araç fikrini sevdi
İstanbul trafiğine yeni nesil bir alternatif oluşturan MOOV by Garenta ile kullandığınız kadar araç kiralayabiliyorsunuz. Aplikasyon üzerinden çalışan MOOV by Garenta’da kendinize en yakın araçları sistem üzerinden görüp anında kiralayabiliyor ve hizmet bölgesindeki istediğiniz yerde kiralamayı sonlandırabiliyorsunuz.
Anadolu Grubu’nun önde gelen markalarından Garenta, MOOV by Garenta hizmetiyle fark yaratmaya devam ediyor. Kullanıcılarına diledikleri kadar araç kiralama özgürlüğü sunan MOOV by Garenta’da, 23 Haziran Pazar günü toplamda 2 bin 150 defa kiralama gerçekleştirildi. Araç paylaşımı modeline göre hizmet veren MOOV by Garenta’nın İstanbul trafiği için alternatif bir çözüm olduğunu belirten Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız şunları kaydetti:
Bugün İstanbul’da trafiğe kayıtlı 4.2 milyon araç bulunuyor ve bu araçların yüzde 69’u otomobil. Yani İstanbul’da 2.9 milyon trafiğe kayıtlı otomobil var diyebiliriz. Bu araçlar trafiğe çıktığı zaman çok ciddi bir emisyon, çevre kirliliği, trafik ve maliyete sebep oluyor.
Araç paylaşımı trafiği çözecek
Özellikle Avrupa’da bunun önüne geçmek için belediyeler çeşitli önlemler alıyor. Paris’te geçtiğimiz yıllarda “arabasız gün” uygulaması yapıldı. 2020 yılı itibarıyla şehir merkezine otomobille girme yasağı geliyor. Hollanda’nın, Almanya’nın bazı şehir merkezlerine otomobille giriş yasaklandı. Çünkü ne kadar çok araç şehir trafiğinde olursa, hem o kadar çevre kirliliği oluşuyor hem de trafik daha kötü hale geliyor.
Araç paylaşım modeli şehirler için bir gereklilik. Bu gerekliliği özel şirketler ve yerel yönetimler ortaklaşa çözüyor. İtalya’da Çevre Bakanlığı araç paylaşım projesini yüzde 50 fonluyor. Yerel yönetimler araç paylaşım modeliyle çalışan uygulamalara minimum müşteri sayısı garanti ediyor. Özel otopark alanları oluşturuyor, toplu taşımanın sınırlı kaldığı yerlerde araç paylaşımını teşvik eden çözümler sunuyor.
Bu trafiği ve çevre kirliliğini araç paylaşımı modeliyle engellemek mümkün. Araç paylaşımı sistemindeki bir araç, bir günde 30 defaya kadar kullanılabilir ve bu da trafiğe 15 aracın çıkmasını engellemiş olur.
Aslında hepimiz araçlarımızı gün içerisinde kullanmıyoruz. Gideceğimiz yere gidiyoruz, aracımızı park ediyoruz ve sonra belki de bir daha akşam evimize giderken kullanıyoruz. Bu belirli saatlerde trafikte yoğunlaşmaya sebep olmakla birlikte, ekonomiye ve çevreye de zarar veriyor. Bunun yerine yerel yönetimlerin de desteğiyle araç paylaşımı modeli geliştirilebilir.
Moskova’da yerel yönetimden destek alındı
Moskova’da 2016 yılında, tüm yıl boyunca 45 bin adet araç paylaşımı yolculuğu yapılırken; şu anda paylaşımdaki araçlar bir günde 30 bin defadan fazla kullanılıyor. 300 binden fazla kişi araç paylaşımı modeliyle çalışan uygulamalara abone olmuş durumda.
Moskova’da yerel yönetim, trafik sıkışıklığının önüne geçmek için 10 bin adet aracın filoya eklenmesi için destek oldu. Yerel yönetimin bu desteğiyle birlikte, 2017 yılında araç paylaşım pazarı dört kat arttı. Toplam araç sayısının çok kısa bir zamanda 15 bin adedi geçmesi bekleniyor.
Ayrıca yerel yönetim şehir içi parklanmayı yasakladı ve şehir içinde araç paylaşım şirketlerine özel park yerleri yarattı. Böylece şehir içine geliş ve gidişlerde araç paylaşımının tercih edilmesine güçlü bir motivasyon yaratmış oldu.
2018 yılının başında 5 bin kişi başına bir adet paylaşımlı araç düşerken, şu anda her 1082 kişi başına bir adet düşüyor ve çok kısa bir sürede her 500 kişiye bir araç düşmesi bekleniyor.
Paris’te 3 bin 700’den fazla araç, paylaşım sisteminde bulunuyor. Parisliler haftada 100 bin defadan fazla araç paylaşımında bulunan araçları ihtiyaçları kadar kullanıyor ve yerel yönetim bu araçlar için özel istasyonlar oluşturmuş durumda.
Yine Avrupa’dan birkaç örnek vermek gerekirse;
Fransa ve İngiltere’de 15’den fazla, Almanya ve İtalya’da ise 20’den fazla araç paylaşımı modeliyle hizmet veren şirket var ve bu şirketler yerel yönetimler tarafından destekleniyor.
Avrupa’da araç paylaşımı modelinden yararlanan vatandaşlara, yerel yönetimler tarafından toplu ulaşım kullanımlarında çeşitli fırsatlar sunuluyor. Kendi aracını araç paylaşımı modeline dahil edenlere ücretsiz toplu taşıma kartı veren şehirler bile var. Yani Avrupa’da araç paylaşımı modeli teşvik ediliyor.
Türkiye’deki ilk araç paylaşımı uygulaması
Garenta olarak bir ilke imza attık ve 2018 yılında MOOV by Garenta adıyla İstanbul’da araç paylaşımı modelini geliştirdik. Şu anda 1.200’den fazla araçla İstanbul’un 27 ilçesinde hizmet veriyoruz. MOOV by Garenta’da sahada bulunan 45 kişilik ekibimiz araçlarla ilgili tüm operasyon sürecini katlanabilir elektrikli mopedlerle yürütüyor (mini motosiklet).
Müşterilerimizden olumlu dönüşler alıyoruz. Araç sayımızı arttırmayı hedefliyoruz.
Şu anda MOOv by Garenta uygulamamızla günde ortalama 2 bin defa araç kiralanıyor.
Kiralama sürelerine baktığımızda, ortalama 2,5 saat kullanım görüyoruz.
İstanbul’un merkezi noktalarına araç giriş çıkışının sınırlı hale getirilmesi, AVM, havalimanı ve şehrin merkezi noktalarında araç paylaşımı uygulamalarına özel otopark alanlarının oluşturulmasıyla bu kültürün gelişeceğini ve İstanbul’un trafik sorununun bu modelle rahatlayacağını düşünüyoruz.
Yurt dışındaki paylaşım ekonomisi kültürünün yayılım etkisini göz önüne aldığımızda Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek İstanbul’a sunduğumuz MOOV by Garenta hizmetimizi, belediyemizin de desteğiyle geliştirmeyi arzu ediyoruz. Bu anlamda sorumluluk almaya hazırız.