Bu otomobilde ‘R’ yok: McLaren Artura

Elektrikli modeller günden güne hayatımızda daha fazla yer kaplarken McLaren de bu duruma kayıtsız kalmadı ve ilk hibrit otomobilini tanıttı. Ortadan motorlu şarj edilebilir hibrit McLaren Artura performansın yanı sıra verimlilik konusunda da oldukça iddialı. Bu otomobilde ‘geri vites’ olmaması da cabası.

Yeni çift kavramalı şanzımanda 8 ileri vites var, peki ‘R’ nerede?

McLaren mühendislerinin fazla mesai yaparak ortaya çıkardıkları Artura, toplamda 680 beygir güce sahip. Bu güç sadece 1.496 kg’lık ağırlık ile birleştiğinde ise ortaya yaklaşık 3 saniyede 100 km/s hıza çıkan bir otomobil çıkmış. Tüm bataryalar ve elektrik motoruna rağmen 1.5 tonun altında bir ağırlığa sahip olan bu otomobil için mühendisleri biz de buradan tebrik etmek istiyoruz.

Hafiflik takıntısı

Peki McLaren bu kadar hafif bir hibrit otomobili nasıl ortaya çıkardı? Bu soruyu ancak markanın detaylara olan takıntısı ile açıklayabiliriz. Dört yıllık geliştirmenin ürünü olan otomobilin elementleri, McLaren’in diğer monokok şasilerine göre farklılık gösteriyor. McLaren, Artura için kendi karbon mayasını üretmiş ve kullanmış.

Üretilen gövde; bataryalar ve yolcular için bir güvenlik kafesi oluşturmasının yanı sıra diğer etmenlere karşı da onları korumasına rağmen sadece 82 kg ağırlığında. Hibrit bileşenlerin toplam 130 kg’lık ağırlığı, monokok gövdenin ne kadar hafif olduğunu daha net ortaya koyuyor.

Araçtaki tek yenilik şasi değil tabi ki. Gövdenin altında da artık klasikleşen V8 motorlar yerine 3.0 litrelik çift turbo beslemeli V6 motorun yer aldığını görüyoruz. 120 derecelik bir açıyla yerleştirilen silindirlerin bu sayede daha kısa ve sert krank mili kullanımına olanak sağladığı belirtildi. Böylelikle aracın 8.500 devir çevirebildiğini söyleyen McLaren, bu motordan 585 beygirlik güç elde ettiklerini açıkladı.

Geniş açılı V tipi motorun bir diğer avantajı ise daha aşağıya konumlandırılarak daha düşük bir ağırlık merkezine olanak sağlaması. Bunların yanı sıra V6 motor, 0, 02 cm’lik soğutma geçişlerine izin veren 3D yazıcı ile üretilmiş motor bloğu, doğrudan kaplanmış üst kapaklar ve V yapılandırması sayesinde, V8’den hem daha kısa hem de 22.86 cm daha dar olarak karşımıza çıkıyor.

Geri vites yerine fazladan bir vites daha

Motor bloğu, piston kafaları ve pistonların tamamen alüminyumdan üretildiğini duymak sanırım sizi şaşırtmayacaktır. Ağırlık azaltmak isteyen hemen her üretici bu parçaları alüminyumdan üretir ancak McLaren mühendisleri ağırlık avantajı sağlamak için çok farklı bir yol daha bulmuşlar. Artura’yı gerçekten hızlı yapmak isteyen mühendisler kısa vites aralıkları kullanmaya karar vermiş. Bu da şanzımana sekizinci vitesi eklemek anlamına geliyor. Mühendisler dediklerini yapmış ve sekizinci vitesi eklemişler ancak araçtaki toplam vites sayısı değişmemiş.

Yeni çift kavramalı şanzımanda 8 ileri vites var, peki ‘R’ nerede? Şanzımana geri vitesi eklemeyen mühendisler bu durumu ise elektrik motorunu tersine çalıştırarak çözmüş. Bu eksenel akılı elektrik motoruna Artura’nın şanzımanının muhafazasında yer verilmiş. Böylelikle güç ünitesinin kompakt boyutları korunurken, motorun gücünü verimli bir şekilde kullanmasına da olanak sağlıyor.

Seri üretim modelde yer alan ilk eksenel akılı motor olma özelliği de taşıyan ünite 100 beygir güç üretebiliyor ve sadece 15 kg ağırlığında. McLaren eğer bunun yerine radyal akı motoru kullanmış olsaydı muhtemelen ağırlık iki katına çıkacaktı. 7.4 kWh’lik batarya sayesinde bu motor Artura’ya sadece elektrik ile 30 km’lik bir menzil sunarken 130 km/s hıza ulaşmasını sağlıyor.

McLaren, Artura’nın şarj edilebilir hibrit (PHEV) olarak tasarlandığını belirtirken bataryanın standart olarak 2.5 saatlik sürede %80 oranında şarj edilebileceğini açıkladı. Ayrıca sürüş moduna bağlı olarak batarya içten yanmalı motor tarafından da şarj edilebilecek.

Hem hızlı gidiyor hem hızlı duruyor

Tüm bu ağırlık tasarrufu ve akıllı mühendislikler ile Artura’nın tam bir McLaren olduğu kanıtlanmak istenmiş. Bu çalışmalar da rakamlara yansımış tabi ki. 100 km/s hıza 3 saniyede ulaşabilen Artura, 200 km/s hıza ulaşmak için 8.3 saniyeye ihtiyaç duyuyor. Şarj edilebilir hibrit modelin 300 km/s hıza ulaşma süresi 21.5 saniye olurken azami sürati ise 330 km/s ile sınırlandırılmış.

Bu hızlı ve güç aracı durdurmak için önde 390 arkada ise 380 mm’lik karbon seramik fren disklerine ve 6 pistonlu alüminyum monoblok kaliperlere yer verilmiş. Bu düzen sayesinde 100 km/s hızda ilerlerken sadece 9.45 metrede durabilen araç, 200 km/s’den durur pozisyona geçmesi için 38.4 metreye ihtiyaç duyuyor. Ayrıca önde 235/35 R19, arkada 235/35 R20’lik Pirelli logolu lastiklere yerleştirilen çipler optimum sürüş deneyimi için gerekli bigileri topluyor.

Bu son teknoloji araçta eskiye dönük olarak sadece hidrolik direksiyonu sayabiliriz. McLaren, olumlu geri bildirimlere sahip, denenmiş ve test edilmiş sistemi sevdiğini ve kullanmaya devam edeceğini söylüyor.

Artura, aerodinamik anlamda da önemli detayları içerisinde barındırıyor. İngiliz üretici, her havalandırma, kanal ve yüzeyi havayı soğutma sistemine veya akışı bozabileceği yerden uzağa yönlendirmek için tasarlamış. Örnek vermek gerekirse ön çamurlukların üzerinde yer alan havalandırma kanalları, çamurluktaki basıncı azaltmaya yardımcı olurken aynı zamanda kirli havayı da uzaklaştıyor. Temiz hava ise aracın gövde elemanları yardımıyla motora yönlendiriliyor. Yan aynalar bile hava akışına yardımcı olacak şekilde tasarlanmış.

McLaren kimyası otomobilin her yerinde

Aracı görsel olarak ele aldığımızda ise gömülü farları ve ince şerit şeklindeki stop lambaları ile ilk bakışta bir McLaren olduğu anlaşılıyor. Geniş hava girişlerinin olduğu ön bölümde sadelik ve vahşi görüntü adeta harmanlanmış. Otomobili yandan inceledimizde ortadan motorlu düzenin olduğu direk anlaşılıyor. Ön çamurluk üzerindeki havalandırma ve kapının hemen arkasından başlayan devasa hava girişi ise görevlerini yaparken oldukça güzel görünmeyi de başarıyor. Aracın C sütunu diyebileceğimiz direkler gövdeden ayrılırken, hava akımına katkıda bulunarak araca önemli bir aerodinamik katkıda bulunuyor. Arka bölüme hakim olan ızgara LED stop lambaları ve çift egzoz çıkışı ile bölünmüş. Aracın büyük difüzörü üzerinden motorun görünüyor olması ise şık bir detay olarak dikkatimizi çekti.

İç mekana geçtğimizde genel McLaren havasının korunduğunu söyleyebiliriz ancak ortada konumlandırılan tablet görünümlü dokunmatik bilgi-eğlence ekranının yorumunu size bırakıyoruz. Bunun dışında ise McLaren performansa olduğu kadar konfora da önem vermiş gibi görünüyor. Elektrikli ayarlanabilir ısıtmalı koltuklar da bunun bir kanıtı niteliğinde. Ancak hafiflik konusuna takıntılı mühendislere destek olmak için daha hafif Clubsport koltukları da tercih edebilirsiniz.

Opsiyonlardan bahsetmişken Artura, 31 farklı renk seçeneğine sahip olacak. Bunun yanı sıra karbon fiber gövde parçaları da yine opsiyon listesinde.

Peki tüm bu teknolojinin, performansın ve güzel tasarımın fiyatı ne kadar? McLaren Artura memleketi olan İngiltere’de 185.500 Pound’luk fiyat etiketine sahip. Bu meblağ vergisiz olarak 1.8 milyon TL’ye tekabül ediyor, ÖTV ve KDV’nin eklendiğinde fiyatın ne olacağını hesaplamayı size bırakıyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu