Keşke tekrar üretilse: Honda Integra Type R
DC2 kasa kodlu Honda Integra Type R şimdiye kadar üretilen en iyi önden çekişli otomobillerden biri olarak anılıyor. Integra Type R, başarılı performansının yanı sıra tasarımıyla da bir döneme damga vurmuştu. Başarılı günlerin ardından uzun süredir aramızda olmayan Integra Type R’yi Jordan Rubinstein-Towler isimli bir tasarımcı yeniden hayal etmiş.
Tasarım çalışmasında Honda Integra Type R, orijinaline benzer oranlarla tekrar ortaya konmuş. Orijinal model ile belli başlı benzerlikleri içerisinde barındıran tasarım çalışması güncel çizgileri ile günümüze ayak uyduruyor.
Ön taraftan başlayacak olursak, orojinal modelde olduğu gibi ince farlar ile karşılaşıyoruz. Tabi ki bu farlar full LED yapısıyla orijinal modelden ayrılıyor. Buna ek olarak yine orijinal modelde olduğu gibi Honda logosunun hemen altında küçük bir ön ızgara ve bu bölgenin altında ise geniş hava girişini görüyoruz.
Aracın sade ama bir o kadar da çekici çizgileri yan tarafta da devam ediyor. Oldukça pürüzsüz gövde panellerine sahip olan modelin oldukça güzel göründüğünü söyleyebiliriz. Bu bölümde ön çamurluktan arka bölüme kadar uzanan çizginin yanı sıra belirgin bir omuz çizgisine yer verilmiş.
Arka bölüme geçtiğimizde temiz çizgilerin devam ettiğini görüyoruz. İnce LED stop lambalarının tasarım itibariyle DC5 kasa kodlu modele gönderme yapıyor. Devasa difüzör ve büyük arka kanat ile aracın sportif karakteri ortaya koyuluyor. Tasarımcı, diğer Integra Type R modellerine uygun şekilde araçta tek egzoz çıkışına yer vermiş.
Otomobilin kabini de aynı derecede özel. Üç kollu direksiyon simidinin yanı sıra kırmızı ve siyah renkler ile retro bir tasarım yakalanmış. Günümüze uygun olarak dijital gösterge tablosu ise unutulmamış. Manuel vites ile aracın sportif ruhu da korunmuş.
Bu çalışmasını sadece gövde ile sınırlamayan Rubinstein-Towler, otomobilin kaputunun altını da hayal etmiş. Tasarımcının yaptığı paylaşıma göre araçta 2.4 litrelik atmosferik i-VTEC dört silindirli motor yer alıyor. 8600 devir çevirebilen bu ünitenin gücü ise 280 beygir olarak düşünülmüş. Ayrıca araçta kısa oranlı 6 ileri bir manule şanzımanın yanı sıra sınırlı kaydırmalı diferansiyelin bulunduğu belirtiliyor. Modifiyeye olan yatkınlığını vurgulamak adına araçta coilover ve alüminyum kule gerdileri de unutulmamış. Karbon fiber kaput, tavan ve bagaj kapağı da cabası.
Her ne kadar Honda’nın böyle bir planı olmadığını biliyor olsak da böyle güzel bir tasarımla karşılaşmak hepimizi heyecanlandırdı. Umarız bu ikonik modelleri ilerleyen yıllarda görme fırsatı yakalarız.